16 Şubat 2011 Çarşamba

Hayır'lara alışkınlık

Şu an benimle aynı yıl doğumlu bir arkadaşımla sohbet ediyoruz. Geçmişi anıyoruz; farklı yerlerde başka hayatlar yaşasak da aynı dönemin çocukları olmanın o inanılmaz paydasını bölüşüyoruz. Anılarımız neredeyse tamamen aynı, çocukken hissettiklerimiz, başımıza gelenler, yokluklar küçük umutlar, ezilmişlikler, ama odun sobasının başka hiçbir yerde bulunmayan sıcaklığı. Hala karşımda ve hala konuşuyor arkadaşım ve anlatırken gözlerinin parladığını görüyorum çocukluğunu. Anılar ortak; ilk siyah-beyaz televizyonda karlı ekrana bakarken ekrandaki o küçük noktalara dalışımız, mahalle abilerine hayranlıklarımız, sapanla nişan alıp şişe kırışlarımız, babamızdan yediğimiz dayakları kanıksayışımız, annemizin salça ekmeklerini iştahla mideye indirişlerimiz, ve "hayır"lara boyun eğişlerimiz. Benim dönemim hayırlara alışkın, kabullenir büyüdü çünkü.

İsterdik, talep ederdik, cevap genelde hayırdı.

Yeni bir ayakkabı, arkadaşımızdan gördüğümüz ve genelde Almanyadan gelen bir oyuncak, bisiklet, dondurma, çikolata, kola, Japon dijital kol saati... Hepsi hayırdı. Asla ilk adımda kabul olunmazdı. Asla hemen alınmazdı, hatta hiç alınmazdı. Büyükler hayır dediler mi akan sular dururdu, karşı gelinmezdi. Baş öne eğilir, kabullenilir, neden diye sormak bile akla gelmezdi.
Hayırlara alışkın büyüdük biz, beslenme çantamıza ne konsa onunla yetindik, evimiz neredeyse orada, o hayatla yaşadık, abilerimiz ablalarımız sol ellerini kaldırıp sol kaldırımlarda seslerini yükseltmeye çalışırken bizler uslu çocuklardık, babamızdan korkan, annemizden terlik yiyen.
Hayırlara alışkın büyüdük biz, ondandır bu ezikliğimiz ara ara yoklayan bizi güncel hayatımızda, kalbimizin büyük olmasına sebep, elektronik hayatla mekanik hayat arasına sıkışma nedenimiz. Ondandır birşeylere sahip olurken illa savaşmamız. Ondandır içimizde bir yerlerde kalan kaybetme korkusu, sahip olduklarımıza alışamama hali.

Hayırlara alışkın büyüdük biz. Hayırları aldık ama iade edemedik, içimize koyduk
"Hayır" dediler, "tamam" dedik.
"Tamam mı?" dediler, "hayır" diyemedik.

1 yorum:

  1. Bence şanslıyız çünkü kalplerimiz büyük ,şanslıyız çünkü doğalız...

    YanıtlaSil