1 Şubat 2011 Salı

Mavi Gümüş (SON..)

Roman uzundu, yüzlerce sayfa..
Sonra öyküleşti...
Sonu da şöyle bitti:


Reis: Bir Cuma günü kendisini sevdasının kollarına bıraktı, Salacağın iki kilometre ilerisinden çıkardılar cesedini

Eşref: Sebahat hemşire ile evlenip memleketine döndü, küçük bir bostana verip kendini kızına türküler yaktı.

Acar: Babasını 17 yaşında akciğer kanserinden kaybetti. Annesi ve kız kardeşiyle Beşiktaş'ta kiralık bir eve taşındılar. Doktor oldu, ihtisasını iç hastalıklarından yaptı. Selma öğretmen oldu ve kendisini Anadolu'ya kattı. Acar hiç evlenmedi.

İzzet: Izdırabından, büyüden, Arabistan'dan kurtulamadı. Bir gün tavana astığı ve boynuna doladığı iple buldular cansız bedenini. Pınarına ve küçük Gamzesine yazdığı küçük bir not koymuştu gömleğinin cebine. Onu bulan ev sahibinin kuzeni gömleğini çalınca bu notu yırtıp attı Arabistan sokaklarına. Pınar hiç haber alamadı kocasından ve son nefesini verirken gözleri aralık duran oda kapısındaydı hala bir umutla.

Görkem: Hayalini kurduğu üniversitenin istediği bölümünü kazanıp, aynı branşta master programı için İngiltere'ye gitti. Aytül ile 21 Aralık'ta İstanbul'da, çok kalabalık bir düğünle evlendiler. Ani bir kararla Kanada'ya yerleştiler. İkiz çocukları oldu; bir erkek, bir de kız. Görkem yıllar sonra mahallesini ziyaret ettiğinde ağladı.

Aytül: Her gün babası için gözyaşı dökse de Görkemine bunu hiç belli etmedi. Bir yanı hep vatanında kaldı. Şimdilerde bir deneme yazıları yazıyor ve ilki geçen hafta yerel bir dergide yayımlandı. Ülkesine hiç dönmedi, bir daha bırakamaz korkusuyla. Kanada'ya yerleşmeden, bir yaz günü, rıhtımda, Mavi Gümüş'ün resmini çekti. Bu resmi çocuklarının odasına astı.

Aslı: Okuldan tanıştığı bir öğretmenle evlendi. Kalbinin en derin ve en özel yerine gömdüğü Adil'i hiç unutmadı. Gözleri daldığında hep onu düşündü, onu düşünürken sadece gözleri daldı, yaşadığı müddetçe...

Adil: Bir Salı günü babasının elini öpüp izin istedi. Nami amca anlamıştı ama yapacağı hiç bir şeyin olmadığını da biliyordu. Ağlayarak sarıldı oğluna ve selametle uğurladı onu. Adil gitti...
Hiç kimse Adil'den haber alamadı o günden sonra. Adil belki de ruhunu özgürleştirmişti artık, özgür kılmıştı. Belki de toprağa katmıştı kendini ve taşıyamadığı yüreğini...Bunu kimse bilemedi...

4 yorum:

  1. Kaan abi?
    :((((((((((((

    YanıtlaSil
  2. Bitişler acı veriyor, hoşçakal Mavi Gümüş...

    YanıtlaSil
  3. Bence çok yanlış alınan bir karar ve erken final olmuş dostum. Libyadan döndüğünde mutlaka görüşelim.

    Mesut

    YanıtlaSil
  4. Hikayelerin hiç bitmesin:))

    YanıtlaSil