5 Mart 2011 Cumartesi

Su Perisi...


Sizin hiç Su Perisi tanıdığınız var mı?
Benim var...

Peri aleminin en değerlileridir Su Perileri. Diğerleri gibi çoğalmazlar; her bir Su Perisi tek tek yaratılır. Saydamdırlar. Güneş ışığı dahil hiç bir ışık dokunamaz onlara.
Nerede olduklarını, ne zaman görüneceklerini kimse bilmez, Periler Kraliçesi dahil.

En olmadık anda ve en ihtiyaç duyulan anda birdenbire görünürler, gecenin soğuğunda yıldızları yorgan yapıp geliverirler odanıza. Gözleriniz büyülenmişçesine onu izlerken, çok normalmiş gibi ön ceplerinden kocaman ve ışıklı bir bonibon şeker çıkarıp uzatırlar. Şaşkınlıkla alıp ağzınıza götürdüğünüzde ve o muhteşem tad dilinize dolandığında şarkı söylemeye başlarlar.

Daha önce hiç duymadığınız melodiyi, hiç bilmediğiniz sözleri dinlerken bir o yana bir bu yana uçuşurlar, saydam minik kanatlarıyla. Şarkısının bitmesini hiç istemediğinizi anlar, bir yandan da Su Perisi ile konuşmak için can atarsınız. Siz bu ikisi arasında gidip gelirken, O, saydam kirpiklerini kırparak havada ışıklı harfler oluşturuyordur.

Sonra küçük saydam kanatlarını çırparak gelir ve göğsünüze otururlar. Gözlerine baktığınızda gözlerinizi görürsünüz, Onun sesidir artık yüreğinizde yankılanan...

Benim tanıdığım bir Su Perisi var; adını sordum ısrarla hem de, ama söylemedi bir türlü. Bedenini ve yüreğini dolayınca bana ve birlikte yükselirken maviye, ben koydum kendimce ismini; Sarmaşık.

Sarmaşık hayallerimden bile daha güzel bir Su Perisi. Elleri incecik, ayakları, dudakları bakarken  bile hasrete düşüren güçte. İnce kuğu gibi boynu ve seven kollarıyla bana bende benim olanı verdi. Bir gece evrene küsmüşken geldi ve konuştuk onunla. Bu benimle ilk konuşmasıydı. Sesi şarkılardan bile güzeldi. Kanatlarının arasındaki ışıklar gözlerimde çizgi çizgi mutlulukken uzanıp öptü beni. Bedenimdeki her atom parçalara ayrılıp tekrar birleşirken nefesini kattı nefesime.

Baktım ki hüzün yok, göz var yaşı yok. Önce affalladım, öylesine alışkındım ki hüznün kaynağına, neredeyse tüm duygularımı, dalıp gitmelerimi, yürek büyütmelerimi aldığım bu kaynağıma. Ama yoktu, ilk defa yoktu hüzün, acı, keder. Alışkın değildim, gülerken bile ardından gelecek hüzne alıştırmışken içimi yıllardır. Gülümsedi ve o an etrafımda beyaz bir hale oluşuverdi. Ellerini tuttum, yaşamı avuçladım. Ona dokundum alemleri duyumsadım...

Benim tanıdığım bir Su Perisi var, adı Sarmaşık. Gündüzleri cebime giriyor ve elimi her atışımda avucumun içini eritiyor mutluluktan. Geceleri herkes yattıktan sonra gelip göğsüme oturuyor. Bilmediğim renkleri gösteriyor bana, rengarenk olmakla renksiz olmanın birliğini, aslında her şeyin bir olduğunu.. Tekliği...

Onu çok özlüyorum içimde, içinde olduğunu bilsem de. özlerken özgürleşiyorum ve kanatları çarpıyor yüzüme ışıklı kalbinin. Ona hayranım, hayranlığımı gülümseyerek yatıştırsa da ve ben onu ilk gördüğüm anı doğum günüm saysam da. Saydam hafifliği başımı döndürürken içindeki dünyada ağırlığınca damlatıyor her gün bana.

En karmaşık harfleri bir dokunuşuyla bulutlara dizip, en derin kuyuları bir bakışıyla tırmanılacak dağlara döndürüyor, dönerken başım o da etrafımda dönüyor, ve evren duruyor biz dönerken...

Onsuz yok olmuşum ben. Onla hep varken. O benim Su Perim, Sarmaşığım...

Bir gün içiniz yanarsa, nerede olursanız olun, işte, kuyrukta, vapurda, yolda, yatakta, gözlerinizi yumun ve Sarmaşık deyin sadece. O gelecektir ve Onlanacaksınız siz de. Ama acınız bitince usulca uçacak gene, o özgür kanatlarıyla. Ve bana gelecek. ben onlandım o benlendi çünkü ne zamandır. Kıskanmayın ne olur...

Sizin hiç Su Perisi tanıdığınız var mı?
Benim var, adı Sarmaşık.
SARmAŞIK.......

4 yorum:

  1. Su gibi olmuş... Öyle güzel olmuş...

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim Pınar. Seni özlediğimizi bil, yazılarının sıcaklığını. Ama yazmışsın ben de demin gördüm :)

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil